REKLAM

'Halen rüyalarımız Bulgaristan'da'

🔺 Ahmet Karabekir (69) ile eşi Gülnaz Karabekir (61) o dönem yaşadıkları baskı ve zulmü anlattı

Bulgaristan'ın 1984-1989 yılları arasında Türklere yönelik uyguladığı asimilasyon politikasından kaçarak Kırklareli'ne yerleşen yaklaşık bin kişi, kentte 30 yıldır huzurla yaşamını sürdürüyor.


Kırklareli'ne yerleşen Balkan Türklerinden Arslan Şentürk (59)çok zor günler yaşadıklarını belirterek, şöyle devam etti:


"Bulgaristan İçişleri Bakanlığı görevlileri zaman zaman yanıma gelerek 'Ayağını denk al.' diyerek baskı yapıyorlardı. Daha sonra eşim doğum yaptı ve hastanede rehin bıraktırdılar. 'İsim değiştir.' dediler, değiştirmedim ve bir ay kaçak yaşadım çünkü oturma izni vermiyorlardı.

Daha sonrasında ise polisler tarafından baskın yedik. Koydular kitabı önüme 'Bunu, bunu, hangi ismi istiyorsan seç.' dediler, kaçak olduğum için sorgudan geçirdiler. Zorluklar çektik".

Ardından maden ocaklarında aşçı olarak çalışmaya başladığını ifade eden Şentürk, 
"Bir gün Türkçe konuşurken yakaladılar. Büyük cezalar kestiler maaşımdan. Her gün ifade, her gün para cezası kesiyorlardı" diye konuştu.

"Halen rüyalarımız Bulgaristan'da bizim"


Zorunlu göç nedeniyle Kırklareli'ne gelerek yaşamını sürdüren Hüseyin Yılmaz (59) ise 
"Kim ister evinden yurdundan kopmak, kimse istemez. Halen rüyalarımız Bulgaristan'da bizim. Ben her rüya gördüğümde kendimi orada görüyorum, kolay bir şey değil" diyerek doğduğu topraklara olan özlemini anlattı.
🔺 Kırklareli'ne yerleşen Bulgaristan  Türklerinden Hüseyin Yılmaz (59)

İsim değişikliğine karşı geldikleri için başka bir kente sürgün edildiğini aktaran Yılmaz, şöyle devam etti:


"Polisler eve gelerek babamı aldılar. Bulgar vatandaşlarının yaşadığı köylere göndererek oralarda çalıştırdılar. Bunun yanı sıra bana Türkçe konuştuğum için ceza kestiler. Biz sadece isim değişikliğine karşı geldik. Bizim başka bir sorunumuz yoktu. Türkiye'ye geldik çalıştık ve hayatımızı sürdürdük. Hayat bir şekilde devam ediyor."


İstihbarat tarafından yakalanıp tutuklandı

Ahmet Karabekir (69) ise Bulgaristan'da askerlik görevini yaptıktan sonra Kırcaali Öğretmen Enstitüsünü bitirerek öğretmenliğe başladığını dile getirdi.

İsim değişikliğine karşı geldiği için Kırcaali'de iki defa istihbarat tarafından yakalandığına, daha sonra ise tutuklandığına işaret eden Karabekir, 
"Birisi not defterimin üzerine Türkçe ismimi yazmaktan kaynaklanıyordu. Eğitim enstitüsünün parti sekreteriyle münakaşaya girdik oda sonra istihbarata vermiş" dedi.



"Çok soruşturmalar geçirdim. Bir şekilde oradan kurtulduk. Köyümde öğretmenliğe başladım. Türklere pek müdürlük hakkı tanımazlar. Müdürümüz de Bulgar'dı ve aramızda devamlı sorun vardı. Ben de çocukların daha disiplinli olması için baskı yapıyordum. İyi niyet için savaşıyordum. Köyde güzel sanatlar lisesine öğrenciler yetiştiriyordum. Bu da bu kadının hiç hoşuna gitmiyordu."
🔺 Kırklareli'ne yerleşen yaklaşık bin kişi, kentte 30 yıldır huzurla yaşamını sürdürüyorlar




''HERKES DUYUNCA ORMANA KAÇTI''

İsimlerini değiştirmeleri için köylere baskınlar yapıldığını vurgulayan Karabekir, şunları kaydetti:


"Bir köyü göze alıyorlardı dışarı çıkma, kaçma falan yoksa akşamdan sarıyorlardı köyleri, sabaha karşı da kimse evinden çıkmadan uyanmadan önce yavaş yavaş toplayıp zorla isim değiştirme yapıyorlardı. Bunu silah zoruyla yapıyorlardı, silah dipçiklerinin kuvvetiyle yapıyorlardı. Bizim köye de gelecek olmuşlar, köy bunu duyuncaya kadar ormanlık alanda yaşadığımız için herkes ormanda dağılmış gitmiş

🔺 Ahmet Karabekir ve eşi
Durak köyüne gezmeye gittim hiç kimse yok. Sonra yaşlı bir amcaya ne olduğunu sordum, insanların kaçtığını, Bulgarların isim değiştirmeye geleceğini söylemişti. Her taraftaki köyler devamlı baskına uğradı, isimleri değiştirdiler. 26 Aralık'ta bizim köye de geldiler, akşamdan gelmişler. O dönemler çok zor zamanlardı. İnsan öldürene madalya verildiği zamanlardı. Katillerin ön sayfalarda olduğu zamanlardı" dedi.


Muhabir:Özgün Tiran
Kaynak:AA

Site haberlerin en altında reklam

〓〓〓〓〓〓〓〓〓〓〓〓