Razgrad Yoğurt Panayırı'nın bu yılki Kraliçesi Nilay Ahmed seçildi

Bulgaristan'ın önde gelen aydınları, sanatçıları, akademisyenleri ve yurttaşları, Cumhurbaşkanı Rumen Radev, Başbakan Rosen Jelyazkov ve Dışişleri Bakanı Georg Georgiev’e hitaben açık bir mektup yayımlayarak, Gazze’de süregelen insanlık dramına sessiz kalınmaması çağrısında bulundu.

Bildiriyi imzalayanlar arasında 80'den fazla tanınmış yazarlar, sanatçılar, akademisyenler, gazeteciler, hukukçular, insan hakları savunucuları ve siyasetçiler yer alıyor. 

Yaklaşık iki yıldır Gazze Şeridi’nde her gün sivillere yönelik sistematik saldırıların sürdüğünü belirten bildiride, bugüne kadar 60 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, 1400’den fazla ailenin tamamen yok olduğu, binlerce çocuğun ise sakat kaldığı ifade ediliyor. Ayrıca, Gazze’nin %94’ünün tamamen yıkıldığı, sağlık çalışanlarının hastalarıyla birlikte açlık ve susuzluktan baygınlık geçirdiği bildiriliyor.

Açıklamada, İsrail'in yürüttüğü bu kampanyanın "etnik temizlik" boyutunda olduğu vurgulanarak, bunun “terörle mücadele”, “Hamas’ı yok etme” ya da “rehineleri kurtarma” gerekçeleriyle açıklanamayacağı ifade edildi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümetin söylem ve eylemlerinin bu politikaların asıl niyetini açıkça ortaya koyduğu vurgulandı.

"Tarihin doğru tarafında durmak zorundayız"

Bildiri metninde, İkinci Dünya Savaşı sırasında Bulgar halkının, 50 bin Yahudi vatandaşının toplama kamplarına gönderilmesini engelleyerek tarihsel bir onur kazandığı hatırlatılarak,

 “Bugün de aynı ahlaki duruşun sergilenmesi gerekir. Gazze’deki trajedi karşısında susmak, suça ortak olmaktır,” denildi.

Bulgaristan’ın 1988 yılında Filistin Devleti’ni tanıdığına işaret edilen metinde, bugün bu tanımayı gerçekleştiren ülke sayısının 147’ye ulaştığı, Kanada, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin de bu yönde adım attığına dikkat çekildi.

"Bulgaristan’ın sesi duyulmalı"

Bildiride, Bulgaristan’ın şu ana dek İsrail hükümetinin politikalarına karşı açık bir tavır almadığı, hatta BM çalışanı Bulgar deniz subayı kaptan Marin Marinov’un İsrail saldırısında hayatını kaybetmesine rağmen sessiz kalındığı belirtildi. Dışişleri Bakanlığı’nın, İsrail’in Gazze’de yol açtığı yıkımı kınayan 28 ülkelik ortak bildiriye imza atmaması da eleştirildi.

Srebrenitsa katliamı örneği hatırlatılarak, benzer utanç verici olayların gelecekte tarihsel bir muhasebeye dönüşeceği vurgulandı. Gazze’de yaşananların, modern çağın ilk “gerçek zamanlı belgelenmiş soykırımı” olduğu ifade edilerek, uluslararası kuruluşların raporlarının ve doğrudan mağdurların tanıklıklarının tüm dünyanın gözleri önünde olduğu kaydedildi.

5 maddelik talep 

İmza atanlar, Bulgar devlet yetkililerine yönelik beş somut talepte bulunuyor:

• Gazze’deki soykırım ve uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerinin kamuoyu önünde açıkça kınanması;

• Uluslararası Adalet Divanı’nın karar ve önlemlerinin desteklenmesi, uygulanmasının izlenmesi ve Gazze’ye insani yardımın engelsiz erişiminin sağlanması;

• BM, AB ve NATO nezdinde diplomatik girişimlerde bulunularak kalıcı ateşkes sağlanması ve sivillerin korunması için aktif rol üstlenilmesi;

• Gazze’de sivillere karşı kullanılabilecek askeri teçhizat, silah ve çift kullanım ürünlerinin ihracat ve transitinin derhal durdurulması;

• Bağımsız, yaşanabilir ve demokratik bir Filistin Devleti’nin tanınmasına ilişkin Bulgaristan’ın tarihsel pozisyonunun teyidi ve bu yöndeki politikaların aktif olarak sürdürülmesi.

"Şimdi susmak, geleceğe ihanet olur"

Bildirinin sonunda, Bulgaristan’ın sessiz kalmasının ahlaki ve tarihsel sorumluluk anlamına geleceği uyarısı yapılırken,

 “Cesaret, kararlılık ve onurlu bir duruş şimdi her zamankinden daha önemlidir. Gazze karşısında sergilenecek tavır, ülkemizin tarihsel hafızasında nasıl hatırlanacağını belirleyecektir” ifadelerine yer verildi.