REKLAM

Burgaz'da "7. Dil, Kültür, Din, Sanat ve STK" çalıştayı düzenleniyor

Katılımcılar Türkiye'de 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu

Bu yıl yedincisi düzenlen "Dil, Kültür, Din, Sanat ve STK" çalıştayı Burgaz'da bir otelde gerçekleşiyor.


Açılış oturumu duygusal anlarla ve Türkiye'de 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.


Çalıştaya ev sahipliği yapan Avrupa Parlamentosu Liberaller Partisi (ALDE) Eş Başkanı ve Avrupa Milletvekili İlhan Küçük, Bulgaristan'da Ana dili Türkçenin Avrupa Birliği'nin çok dilli ve çok kültürlü zenginliğinin bir parçası olduğunu söyleyerek, ''Dilimizin ve kültürümüzün bütünlüğünü korumak boynumuzun borcudur'' dedi.




Çalıştayda Bulgaristan'daki Türk toplumunun etnik ve kültürel kimliğinin korunması ve geliştirilmesi, kültürel ve dini mirasının korunması ve yaygınlaştırılması ve Türk dili eğitiminin yaygınlaştırılması konuları ele alınıyor. Burgaz'da düzenlenen bu yılki etkinlikte sivil toplum temsilcileri, folklor oluşumlarının liderleri, şairler, yazarlar ve Türk kimliğinin ve dilinin öğelerini korumaya çalışan Türk kanaat önderleri bir araya geldi


İki günlük çalıştay programında  "Bulgaristan Türk Akademisiyenleri ve Akademik Çalışmaları”,

“Bulgaristan’daki Türk Azınlığının Dili, Dini, Sanat Hayatı ve Türkçe Basınının Durumu”,

“Bulgaristan Türkleri Etnik ve Kültürel Kimliğinin Korunması ile Geliştirilmesinde Sivil Toplum Kuruluşları, Kültür Evlerive Belediye Çocuk Merkezlerinin Rolü”  konuları ele alındı , toplam 14 bildiri sunuldu. 


Çalıştayın onur konuğu olan Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök ise  Bulgaristan'dan depremzedelere yapılan ''sel gibi'' yardımlar dolayısıyla 30 yıllık meslek hayatında böyle seferberlik, Türkiye sevdalısı görmediğini söyledi.

"Türkiye çok güçlü, kapasitesi çok büyük bir ülke. O yüzden sevgili dostlar içiniz rahat olsun, yıkılan şehirlerimizi yeniden ihya edeceğiz. Köprülerimizi yeniden kuracağız yollarımızı düzelteceğiz. Her şey daha iyisiyle yerine gelecek. Fakat bizleri üzen yitirdiğimiz canlarımızı geri getiremiyeceğiz" dedi


Etkinliğin konukları arasında 48. Parlamento'sunda HÖH  Burgaz Milletvekilleri Sevim Ali, HÖH İl Başkanı Eşeref Eşeref, belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri yer aldı.

Çalıştay’ın sonunda, aşağıda yer alan hususlar, Çalıştayın sonuçları olarak tespit edilmiştir:

• Ulusal veya etnik, dinsel veya dilsel azınlıklara mensup kişilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi, içinde yaşadıkları Devletin siyasal ve sosyal istikrarına katkıda bulunacaktır. 

• Bir bütün olarak toplumsal gelişme içinde ve hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik bir yapıda bütünleyici bir parça olarak ulusal veya etnik, dinsel veya dilsel azınlıklara mensup olan kişilerin hakları korunmalı, kendi öz kültürünü yaşatmasına ve geliştirimesine imkan verilmeli, destek sağlanmalıdır.

• Bulgaristan’daki Türk toplumu ve Sivil Toplum Kuruluşları, kültürümüzün ve sanatımızın engin hoşgörüsünü vazgeçilmez bir ilke kabul ederek, farklı inanç ve kültürlere hoşgörüyle yaklaşılmasına inanan bir dünya görüşüne sahiptir. Aynı zamanda bu hoşgörünün karşılıklı olabilmesi için gereken haklı mücadelede öncü bir rol de üstlenmelidir.

• Derneklerimizin temel amacı Bulgaristan'daki Türk halkına, genç nesillerimize sosyal-kültürel, eğitim, iş ve toplumsal bütün konularda hizmet etmek, öncülük yapmak ve bu alanlarda eşit haklar mücadelesi vererek, ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı koymaktır.

• Derneklerimiz bu bağlamda, ortak çalışmalar ve birlikte hareket edilmesi gerektiğini savunarak, karşılaşılan olumsuzlukları demokratik ve hukuk normları çerçevesinde çözüm yollarına başvurmalıdır.

• İnsanın kimliğini koruyabilmesinin en önemli yolu kendi ana dilini korumasıdır. Ana dili sayesinde insan, maddi ve manevi her türlü birikimini geçmişten bugüne, bugünden yarınlara aktarılabilir. Bu yüzden toplumdaki her ferdin kendi ana dilini doğru öğrenmesi ve yerli yerinde kullanması önemlidir.

• Kültür ve tarih bakımından ortak yönleri zayıflayan insanların kendilerini ait hissedecekleri bir kimlikleri de olmayacağından yalnızlığına ve çaresizliğine mahkûm olacaktır. Dilin eksik ya da sorunlu kullanılışı milli kimliğin diğer egemen kültürler karşısında asimile olmasını kolaylaştırmasına ve sonraki nesillerin kendilerine özgüven duymasını da engellemesine yol açması kuvvetle muhtemeldir. Dili korumak milleti korumak anlamına da geldiği için doğru dil politikalarıile bilinçlendirilmiş toplumlar geleceğin inşasında, kendi kişisel kodları ve yerelden evrensel hale getirdikleri değerleri ile var olurlar. Bu durum da beraberinde bütünleşmiş ve hep beraber refah seviyesi yüksek bir toplumun meydana gelmesini sağlayacaktır.


Bulgaristan Türk Kültür Dernekleri, Sanat ve Edebiyat Camiası Temsilcileri

Çalıştay Düzenleme Kurulu

Site haberlerin en altında reklam

〓〓〓〓〓〓〓〓〓〓〓〓